Renklerle dans eden tasarımcı
Holly Fulton
Londra Moda Haftası'nın
çıkış yapan isimlerinden biri olan Holly Fulton’ın tasarımları artık Türkiye’de
satışa sunuluyor.
Geometrik ve grafiksel
kıyafetleriyle dikkat çeken Holly Fulton kullandığı canlı, parlak renklerle,
etkilendiği akımları kıyafetlerine başarıyla yansıtıyor.
2011 İlkbahar
–Yaz Koleksiyonunuzdan biraz bahseder misiniz?
Koleksiyon
1960’larda Joan Collins’in Cruise’a gitmesi ve bunun için gerekli olan
mayolardan tutun da gece için gerekli olan kristalli elbiselere kadar bütün
dolabı üzerine kurulu. Art deco, pop art, güçlü grafikler gibi benim ana ilham
kaynaklarımı lüks duygusu içerisinde modern nüanslarla karıştırmak bu
koleksiyon için iyi bir birleşim oldu.
Yeni koleksiyonunuzu tasarlarken çıkış
noktanız ve ilham kaynaklarınız nelerdi?
Tasarımlarımda
her zaman art deco, pop art ve favori danışmanlarım olan Eduardo Paolozzi, Tom
Wesselman, Jacob Bengel’den ilham alıyorum. Pucci’nin erken dönemine çokça
baktım bu koleksiyonum için. Bir tutam da 60’lı yılların sonlarındaki tribal
desenleri ekledim.
Siz de birçok
tasarımcı gibi çocuk yaşta mı çizmeye başladınız?
Oldukça yaratıcı
bir evde büyüdüm ve başından beri sürekli olarak ne yapmak istiyorsam onun icin
cesaretlendirildim. Ailem buna izin verdiği için çok şanslıyım tabii ki. Beni
yetiştirdikleri bu ortam içerisinde gelişti tasarıma olan aşkım. O zamanlar da
çok çizerdim, şimdi de devam ediyorum ve bu benim en büyük zevkim.
Moda
eğitiminizden biraz bahseder misiniz? Moda okumak zorlayıcı bir süreç miydi? Bu
süreçte özellikle etkisinde kaldığınız veya kariyeriniz için önemli olduğunu
düşündüğünüz bir isim var mı?
Edinburgh
College’inde eğitim aldım. Sonrasında 27 yaşımdayken master eğitimim için
Londra’ya Royal College of Art’a gittim. Londra’da çok iyi zaman geçirdim ve bu
gerçekten de tasarımlarımın doğasını değiştirdi. Sayısız farklı etkileşimler ve
cinsler, çeşitler karşıma sunuldu, bu da içten içe benim disiplinimin çok iyi
olmasını sağladı. Bunu bana tasarımcı Tristan Webber öğretti. Ben oradayken ve
kendi stilimi oluşturmamda inanılmaz destek oldu. Sanırım kendimi daha zorlamam
için ve işlerimi daha yüksek bir seviyeye taşımam için bana o güveni verdi.
Aldığınız
ödüller ve bu yolla tescillenen başarılarınız sizi nasıl etkiliyor? Bu ödüller
içerisinde özel bir anlamı olan var mı?
İlk iki yılımda
birkaç ödül kazanarak muhteşem bir başlangıç yapmış olmak çok büyük bir şanstı.
British Fashion Award’u kazanmış olmak inanılmazdı. Sadece 2 kez gösterilmiştim
ve markam sadece 8 aydır vardı. Yaşıtlarımın
ve endüstrinin tanınmış isimlerinin önünde bu ödülü almak inanılmaz bir histi.
Gerçek dışı ve anlatılamaz bir andı.
Kendi
markanızı oluşturmadan önce çalıştığınız markalardan bahseder misiniz? Bu
markalardan neler öğrendiniz? Size ne gibi katkıları oldu?
Royal College of
Art’ta Master’ımı tamamladıktan sonra Lanvin için çalışmaya başladım. Kendim
hakkında öğrendiğim şeyler, kapasitem ve çalışma metotlarım için çok
şekillendirici bir tecrübeydi. Bugün
markamla eş anlamlı haline gelen giysi ve aksesuarı ardı ardına ilk defa
tasarlıyordum. Diğer tasarımcılara göre bütün görünüme olan yaklaşımımın farklı
olduğunun inancına varınca orada çalışmak, kendi markamı kurmak için yardımcı
oldu.
Favori
tasarımcınız var mı?
İş kurabilmiş ve
onu aynı düzeyde tutabilmiş birçok tasarımcıya çok büyük saygım var.
Christopher Kane bunun iyi bir örneğidir. Moschino ve Versace’nin 90’lardaki
büyük baskılarının kullanımı benim için sabit ilham kaynaklarıdır.
Stilinizi
nasıl tanımlıyorsunuz?
Grafik ve bütün
bayanlar için modern lüks.
Her sezonun
olmazsa olmazları sizce nelerdir?
Geniş paçalı
pantolonlar, uzun penye elbiseler ve basit baskılı üstler her zaman benim
popular stilimdir. Büyük kolyeler ve büyük parçalı çantalar.
Koleksiyonunuz
şehrin en eski merkezlerinden Galata’da Atelier 55’te satılacak. Neden böyle
bohem bir semtte bir concept store’u satış noktanız olarak tercih ettiniz?
Atelier 55’in
sahipleri Gizem ve Başak’ın tasarımlarıma duydukları coşkunun içine çekildim!
Atelier 55 ile
nasıl bir araya geldiniz?
Paris’te
koleksiyonumu sergilediğim yerde bir araya geldik.
2011/12
Sonbahar – Kış sezonunun sürprizleri neler olacak?
El örgüsü, lüks
pitonlar, kapı tokmağı büyüklüğünde kristaller, biraz karanlık, seksi gösterişe
hazır olun…
0 yorum:
Yorum Gönder