29 Kasım 2012 Perşembe

Seda Akman B&WO Dergisi / Nisan Kapak



Seda Akman

İlk olarak Bir İstanbul Masalı’nda tanıdık Seda Akman’ı… Daha sonra Uğur Yücel’in ‘Yazı-Tura’ filmindeki cesur sahneleriyle ve Teoman’la oynadığı ‘Balans ve Manevra’daki performansıyla, oyunculuğu hafızalarımıza kazındı.

‘Emret Komutanım’, ‘ Annem’, ‘Hesaplaşma’, Sonbahar’, ‘Mükemmel Çift’, ‘Behzat Ç.’ ve yakın zamanda rol aldığı ‘Küçük Sırlar’ dizisinde de başarılı oyunculuk kariyerini sürdürdü.

Seda Akman, bardağa dolu tarafından bakanlardan… İçinde bulunduğu dünyayı sindirmiş, yeniliğe açık biri. Önüne çıkan her proje, ona mutlaka bir şeyler katıyor. Mutluluğun ise aklı başında yaşamakla geleceğine inanıyor…







Show Tv’de Karakol adlı yeni diziniz başlıyor. Dizi hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Bölgedeki artan suç oranını önlemek amacıyla özel bir ekip kuruluyor. Ekibin başına Reşat komiser getiriliyor. Her bölüm farklı bir olayın peşinden gidecek olan sivil polislerin hikâyesi, kendi içindeki çatışmalarını da konu alıyor. Aksiyon, polisiye bir dizi karakol… Nisan ayının son haftası yayına girmesi planlanıyor.

Siz nasıl bir rolü canlandırıyorsunuz?
Ayşe 30 yaşında, Polis Akademisi mezunu bir kız… Hem mesleği hem de yalnız yaşıyor olmasından dolayı sert bir kabuğu var. Erkek gibi davranır sert ve katıdır.  Özel yaşamında motosiklet tutkunudur...

Sert bir polisiye olacak herhalde. Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz? Kurs vs alıyor musunuz?
Aynen öyle...  Yaklaşık bir aydır motosiklet eğitimi alıyorum. Atış eğitimine de yeni başladık.

Bu güne dek bu tarz bir projede rol almamıştınız zannediyorum. Heyecan var mı?
Hayır, böyle bir projede rol almamıştım. Yaklaşık 2 yıl kadar önce, TRT’de 13 bölüm, “Hesaplaşma” adında bir polisiye dizi çekmiştik. Elbette heyecan var. Yeni bir projeye başlamanın heyecanı...

Televizyon dizileri neredeyse bir filmden daha uzun ve 1 haftalık çekim süresi var. Yani bu da demek oluyor ki; dizi oyuncularının, rol aldıkları dizi, bir bakıma hayatı oluyor, rol arkadaşları da ailesi oluyor. Gece gündüz kavramı yok, yorucu ve stresli… Özel hayatınızla, oyunculuğunuzun dengesini nasıl kuruyorsunuz?

Şartlar çok zor tabii ki... Uzun saatler çalışıyoruz ve inanılmaz yoruluyoruz...
Ne kadar zor olsa da bir şekilde kendimize ayıracak zamanı yaratıyoruz.

Çalışmadığınız zamanlarda yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?
Tabii ki seyahat etmek... Eğer 2 gün boşluğum olursa, yakın da olsa şehirden uzaklaşmayı seviyorum. Konser, festival, sergi vs… Arkadaşlarım ve ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum.

Oyuncu olmak için nelerden fedakârlık yapmak gerekiyor? Sınırlarınız neler?
Daha özenli, daha disiplinli olmak gerektiğini düşünüyorum… Görsel bir iş yaptığımız için de, kötü görünmek ve bakımsız olmak gibi bir lüksümüz yok.

Tv dizisinin dışında tiyatro ya da sinema projeniz var mı yakın zamanda?
Tiyatro var bu sene... Şu anda provalara devam ediyoruz. Don Kişot Tiyatrosu’nun yapımcılığını üstlendiği “Münasebetsiz” isimli bir komedi oyun. Zafer Algöz, Melih Ekener, Hidayet  Erdinç, Kerem Fırtına, Erkan  Pekbay’ın rol aldığı oyunun premmier tarihi, 21 Nisan. Cevahir Alışveriş Merkezi’nde olacak.

Bir özeleştiri yaparsanız kendinizde, hangi özelliğinizi beğenip, hangisini beğenmiyorsunuz?
Samimiyet ve inatçılık…                     

Kendinizi güzel buluyor musunuz?
Bazen evet, bazen hayır.

Hayatınızda size enerji veren kimler ve neler var?
Çalışmak... Çalıştığım zaman enerjim çok yüksek oluyor… Seyahat etmek... ailemin ve dostlarımın varlığı…

Moda sizin için ne ifade ediyor? Gündelik yaşamınızda tarzınız nasıl?
Bire bir modayı takip etmiyorum. Genellikle spor giyiniyorum. Sade ve şık olmak hoşuma gidiyor. En çok siyah giymeyi ve siyah-beyaz çizgileri tercih ediyorum.

Teknoloji ile aranız nasıl? İnterneti kullanıyor musunuz?
Olması gerektiği  kadar... İnternet kullanıyorum ama ihtiyacım olduğunda... Bazen de telefonda ya da bilgisayarda oyun oynuyorum.





0 yorum:

Yorum Gönder